Behçet hastalığı nedeni olmayan bir halde pek oldukça organı tesiri altına alan bir hastalıktır. İlk kez 1937 yılında Hulusi Behçet tarafınca tespit edilmiştir. Buradan da adını almıştır. İlk zamanlar ağız ülserleri, genital ülserler ve göz bulguları bulguları olarak tanımlanıyor olsa da daha sonradan kalp, damarlar, sindirim sistemi, akciğer, eklemler, böbrek ve sinir sisteminde de emarelere niçin olduğu tespit edilmiştir.
Behçet hastalığı için kronik bir hastalık diyebiliriz. Hastalık en oldukça Türkiye, Akdeniz ülkeleri ve Japonya’da görünmektedir. Genel olarak 20-40 yaş aralığında ortaya çıkmaktadır. Erkeklerde kadınlardan daha çok olarak görünür. Çocuklarda ve yaşlı insanlarda oldukça sık rastlanmaz. Genetik, çevresel etkenler ve virüsler nedeni ile ortaya çıkmaktadır. Vücudun kendi dokularına karşı açmış olduğu bir savaştır. Ağızda aftlar en belirgin özelliğidir. Bu aftlar ayda bir çıkar ve dil, diş, yanakta bulunur. Diğeri emareleri ise ayakta ve bacaklarda kızarıklık, şişme meydana gelmesi, genital ülserler, körlüğe kadar giden göz emareleri, eklemlerde ağrı, damar iltihaplanması ve nüzul meydana gelmesi.
Hangi bölüme müracaat yapılmalıdır?
Behçet hastalığı için romatolojiye kısmına müracaat yapılmalıdır. Ağızda aft çıkması her hastada görünür. Eğer diğeri emareleri de var ise ne olursa olsun doktora gidilmelidir. Eğer iyileştirme edilmezse yada geç kalınırsa körlüğe bile yol açabilir. Beyne, beyinciğe ve sinir sistemine hasar verebilir. romatoloji haricinde cildiye, göz ve nöroloji bölümlerinde iyileştirme sürecini takip etmesi gerekmektedir. Şu sebeple hastalık bu bölümleri da tesirinde bırakır. Hastalığa özgü çok çok fazla muayene çeşidi ve yapılacak denetim yoktur. Bir tek doktor muayene esnasında Paterji testi yapabilir. Hususi bir tedavisi de yoktur. Doktor bulgulara rastlayabilmek adına türlü türlü sorular sorar.
Tedavisi
Behçet hastalığında ağızda aftlar meydana geldiği için antiseptikli gargaralar ve kortizonlu kremler verilebilir. Göz, sinir sistemi ve sindirim sistemini etkilediği için bilhassa kortizonlu ilaçlar oldukça kullanılmaktadır. Kolşisin ve kanser tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar da hastalığın tedavisinde kullanılabilir. Iyileştirme sürecinin hastalığın ilerleyişine gore kısalıp uzayabilir. Göz etkilendiyse bu 2 yıla kadar çıkabilir.Alternatif tıp şekilleri de bu hastalık için kullanılabilir.